Korkuyu Farklı Boyutlarda Keşfetmenizi Sağlayacak 5 Bilim-Korku-Gerilim Filmi

Korku deyince özellikle de Türk izleyicisinin aklına cinler, periler, yatırlar gelse de insanları boş anlarına denk getirmeden korkutmayı amaçlayan korku filmleri bu tür olağanüstü varlıklardan çok daha fazlasını içerisine alıyor. İşin içine bir de bilim girdiği zaman sonunda ne olduğunu tahmin edemeden gerile gerile, çığlık çığlığa izlenen filmler çıkıyor ortaya. Tabi filmin sonundaki müziği dinlerken izleyicinin aklına getirdiği yenilikçi fikirler de cabası… Kısacası konu Bilim–Korku olduğu zaman sonunda “Ne iyi korktuk ama.” gibi bir cümle kuramazsınız. Hem korkutur hem de “Olabilir mi?” diye düşündürerek dehşete düşürür. İşte bu Bilim kurgu, korku ve gerilim türünü harmanlayan filmleri sizin için sıra gözetmeden listeledik.

 

Küre (Sphere – 1998)

[vurgu color=”#6644b5″]IMDB: 6,1[/vurgu]
Pasifik okyanusunda ne olduğu anlaşılamayan bir gemi keşfedilir ve bu geminin içinde ‘tanımlanamayan bir cisim’ , bir küre bulunmaktadır. Amerikan hükümeti bu gemiyi incelemesi için hepsi farklı alanlarda yetkin bir ekip kurar ve Pasifik’in derinlerine gönderir ama çıkan bir fırtınanın ardından yüzeyle iletişim kesildiğinde ekip kendisini okyanusun dibini boylamış bu geminin gizemi içerisinde kaybedecektir. Barry Levinson’un yönettiği filmin başrollerinde Dustin Hoffman, Sharon Stone ve Samuel L. Jackson gibi isimler yer alıyor.

Yerçekimi (Gravity – 2013)

IMDB: 7,7

Tıkla, konuyla ilgili düşüncelerini paylaş.

Oldukça basit bir uzay görevi Rusya’nın patlattığı uydu parçalarının uzayda dağılmasıyla birlikte korkunç bir yaşam savaşına dönüşür. Bir tıp mühendisi olan Dr. Ryan Stone ve tecrübeli astronot Matt Kowalsky’nin mekiği çarpan parçalar yüzünden dağıldığında iki astronot hemen önlerinde duran dünyayla iletişimleri olmadan uzay boşluğunda yapayalnız kalırlar ve oksijenleri bitmeden dünyaya geri dönmek için bir yol bulmak zorundadırlar. Alfonso Cuaron’un yönettiği film uzayda yalnız ve elleri bomboş kalmanın nasıl bir his olduğunu izleyiciye çok başarılı bir şekilde veriyor.

Gün Işığı (Sunshine – 2007)

IMDB: 7,2

Güneş ölüyordur ve güneş öldüğünde dünya üzerindeki yaşam da yok olacaktır. Bu nedenle insanlar güneşi yeniden harekete geçirmek için nükleer başlık taşıyan bir ekibi uzaya gönderirler fakat ilk ekip başarısız olur. Yedi yıl sonra dünyanın son ümidi olan ICARUS II isimli uzay gemisi güneşe gönderilir. Dünyadaki bütün yaşam bu ekibin başarılı olmasına bağlıdır fakat bir süre sonra yeryüzüyle iletişim kesilir ve ICARUS II güneşe olan yolculuğuna tek başına devam etmek zorunda kalır. Filmi Danny Boyle yönetiyor.

Küp (Cube – 1997)

IMDB: 7,2

Birbirini hiç tanımayan farklı özelliklere ve yeteneklere sahip altı kişi bir küpün içinde uyanırlar. Oraya nasıl geldiklerini bilmedikleri gibi neden orada olduklarını da bilmiyorlardır fakat bir süre sonra oldukları yerin bir ölüm labirenti olduğunu keşfederler ve çıkmak için tek umutları matematiktir. Vincenzo Natali tarafından yönetilen filmin ne zamanla ne de mekanla bağlantısı yok, dakikalar boyunca göreceğimiz tek yer dışarıyla hiç bağlantısı yokmuş gibi görünen farklı renklerde fakat aynı şekillerdeki küpler ve insanların kurtulma çabası.

Öldüren Sis (The Mist – 2007)

IMDB: 7,1

Stephen King’in aynı isimli hikayesinden uyarlanan ve yönetmenliğini Frank Darabont’un yaptığı filmde kasabanın üzerine bilinmeyen bir sis çöker fakat bu sisin içinde farklı boyuttan gelen ve insanları öldüren, ne olduğunu kimsenin bilmediği ‘şey’ler vardır. Bir grup insan süpermarketin içinde mahsur kalırlar. Canavarların saldırılarıyla güçsüzleşen bu insanların derinliklerinde sakladıkları kişilikleri ortaya çıkarmaya başladıkça bu küçük topluluk hem içerideki hem de dışarıdaki tehlikelerle yüzleşmek zorunda kalacaktır.